ÇOCUKLUK TRAVMALARI VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI
- aysapsikolojiveaka
- 7 Mar
- 2 dakikada okunur
Çocukluk, bir insanın gelişiminin en kritik dönemidir. Bu dönemde yaşanan deneyimler,
kişiliğimizin temellerini atar ve hayat boyu süren etkiler bırakabilir. Çocuklukta yaşanan
travmalar ise, sadece o dönemi değil, gelecekteki yaşamımızı da derinden etkiler. Bu
yazımızda, çocukluk travmalarının yetişkinlik dönemindeki yansımalarını ve bu etkilerle başa
çıkmanın yollarını ele alacağız.
Çocukluk Travması Nedir?
Çocukluk travması, bir çocuğun gelişim sürecinde regüle edebileceğinden daha fazla yaşadığı olumsuz duygular, zarar verici veya travmatik deneyimlerdir. Bunlar, fiziksel, duygusal ya da cinsel istismar, ihmal, aile içi şiddet, kayıplar veya ebeveynlerin bağımlılık problemleri gibi çeşitli olumsuz durumlar olabilir.
Çocuklukta yaşanan bu tür travmalar, bireyin güven duygusunu zedeleyebilir ve sağlıklı
bir psikolojik gelişimi engelleyebilir. Çocuklukta yaşanan travmaların etkileri, yalnızca kısa vadeli
sonuçlarla sınırlı kalmaz. Bu travmalar, yetişkinlik dönemine kadar sürebilecek uzun vadeli
psikolojik ve fiziksel etkiler bırakabilir.
Yetişkinlik Dönemine Yansımaları:
1. Kaygı ve Depresyon
Çocukluk travmaları, özellikle kaygı bozuklukları ve depresyon gibi ruhsal sağlık sorunlarına
yol açabilir. Örneğin, küçükken ailesinde şiddetli bir ayrılık yaşamış ve annesiyle birlikte zor
bir çocukluk dönemi geçirmiş bir birey, yetişkinlikte sürekli bir kaygı hali ve depresif ruh
hali yaşayabilir. Sürekli gelecek hakkında endişelenebilir ve bir şeylerin yanlış gideceği
korkusuyla hayatını sürdürmeye çalışabilir. Kaygı ve depresyon, onun günlük yaşamını
zorlaştırır ve ilişkilerinde duygusal mesafeler oluşturabilir.
2. Düşük Özsaygı ve Kendine Güvensizlik
Bir başka örnekte, çocukken sürekli olarak ailesinin duygusal istismarına uğrayan bir kişiyi
ele alalım. Ailesi, onun yeterince iyi olmadığına dair sık sık yorumlarda bulunması onun
kendisini değersiz hissetmesine neden olabilir. Yetişkinlikte, özgüven eksiklikleri yaşayıp,
başkalarının gözünde başarılı olamama korkusu taşıyabilir. Bu, onun kariyer hayatını,
ilişkilerini ve kişisel gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
3. Bağımlılıklar ve Kötü Alışkanlıklar
Çocukluk travmaları, bazen bireylerin acı ve stresi yatıştırmak için kötü alışkanlıklara
yönelmesine neden olabilir. Örneğin, çocukken annesinin alkol bağımlılığı nedeniyle sürekli
bir belirsizlik içinde büyüyen bir insanı ele alalım. Bu belirsizlik ve ilgisizlik, ilerleyen
yaşlarda alkol kullanma alışkanlığına yönelmesine neden olabilir. Bu şekilde gelişen
bağımlılıklar genellikle hissedilen acıyı uyuşturucularla yatıştırmaya çalışarak ortaya
çıkabilir. İlk başlarda yararlı gibi gözükse de bağımlılıklar daha büyük acılara yol açabilir.
5. Duygusal Regülasyon Zorlukları
Çocuklukta yaşanan travmalar, duygusal regülasyonu zorlaştırabilir. Örneğin, çocukluk
döneminde aile içi şiddetle büyüyen bir kişi, duygusal regülasyonda zorlanabilir. Bu durum,
onun duygusal dengesini olumsuz etkilemiştir. Yetişkinlikte döneminde, küçük olaylarda bile
aşırı tepkiler verebilir, sinir krizleri geçirebilir ve kontrolsüz öfke patlamaları yaşayabilir. Bu
tür duygusal patlamalar hem kişisel yaşamını hem de iş hayatını zorlaştırır. Duyguların nasıl
ifade edilmesi konusunda yanlış modelleri görüp taklit ederek, uyumsuz bir öğrenme süreci
geçirmiş olabilirler.
Travmaların Çözümü İçin Neler Yapılabilir?
Çocukluk travmalarının etkileri, uzun vadeli olabilir, ancak doğru tedavi ve iyileşme süreçleri
ile bu etkilerle başa çıkmak mümkündür. Travma odaklı terapi, geçmişteki travmalarla
yüzleşmek ve bu deneyimlerin etkilerini iyileştirmek için etkili bir yöntemdir. Ayrıca,
meditasyon ve mindfulness gibi zihin ve beden egzersizleri, duygusal acıyı yönetmeye
yardımcı olabilir. Zihinsel ve bedensel sağlığı dengeleyerek, bireylerin ruhsal iyileşmelerine
yardımcı olabilir. Bunların yanı sıra, sağlıklı ilişkiler kurmak, güven duygusunu yeniden inşa
edebilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilir. İyi arkadaşlar ve aile bağları, travmadan
iyileşmenin önemli bir parçasıdır.
KEREM SABRİ GÖKSEL
Comments