top of page

NASIL BAŞA ÇIKIYORUZ?

  • aysapsikolojiveaka
  • 14 Haz
  • 3 dakikada okunur

Başa çıkma mekanizmaları, bireylerin stres, çatışma, kaygı ya da tehdit edici yaşam olaylarıyla karşılaştıklarında geliştirdikleri bilişsel ve davranışsal tepkileri ifade eder. Lazarus ve Folkman (1984) tarafından tanımlandığı şekliyle başa çıkma, bireyin içsel ya da çevresel taleplerle baş etme kapasitesini aşan durumlarla karşılaştığında, bu talepleri yönetmeye yönelik bilinçli çabaları kapsar. Bu mekanizmalar problem odaklı ya da duygu odaklı olabilir; bazı durumlarda ise kaçınmacı eğilimler de gözlemlenebilir. Başa çıkma stratejileri bireyin mevcut kaynaklarına, olayın niteliğine ve algılanan kontrol düzeyine bağlı olarak şekillenebilir ve bu stratejilerin esnek biçimde kullanımı, bireyin psikolojik uyumunu artırabilecek önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir.


Günümüzde bireylerin karşı karşıya kaldığı sorunlar oldukça çeşitlidir: iş stresi, akademik baskılar, aile içi çatışmalar, ekonomik zorluklar, toplumsal belirsizlikler... Bu sorunlarla başa çıkma biçimleri; bireyin kişilik yapısı, önceki yaşam deneyimleri, sosyal destek sistemleri ve bilişsel kapasitesi gibi çeşitli faktörlerden etkilenebilir. Örneğin, yüksek öz-yeterlilik algısına sahip bireylerin stresli durumları daha etkin yönetebileceği öne sürülmektedir.


Başa Çıkma Mekanizmalarının Günlük Yaşamdaki Yansımaları


Bireyler günlük yaşamlarında karşılaştıkları stresli durumlara çeşitli başa çıkma stratejileriyle tepki verebilirler. Bu stratejiler, bilinçli ve niyetli bir yönlendirme içerebildiğinden, bireyin hem içsel kaynaklarını hem de çevresel desteklerini nasıl kullandığını anlamada önemli ipuçları sunabilir. Başa çıkma stratejileri genel olarak problem odaklı ve duygu odaklı olmak üzere iki ana grupta incelenir.


Problem Odaklı Başa Çıkma


Problem odaklı başa çıkma, stres kaynağını değiştirme, ortadan kaldırma ya da doğrudan müdahale etmeye yönelik çabaları içerir. Bu strateji özellikle kontrol edilebilir stresörler karşısında daha etkili olabilir. Örneğin, bir üniversite öğrencisi yaklaşan sınavlardan dolayı yoğun stres yaşıyorsa, bir çalışma planı oluşturmak, zaman yönetimi teknikleri kullanmak ve ders notlarını organize etmek gibi adımlar problem odaklı başa çıkma biçimlerine örnek teşkil edebilir.

Benzer şekilde, iş yerinde performans baskısı hisseden bir çalışan, yöneticisiyle açık bir iletişim kurarak beklentileri netleştirmeye çalışabilir. Bu durum, bireyin stresin kaynağını doğrudan ele alma eğiliminde olduğunu gösterebilir. Bu stratejinin bazı bireylerde öz-yeterlilik duygusunu artırabileceği, dolayısıyla uzun vadede psikolojik dayanıklılığı güçlendirebileceği öne sürülmektedir.


Duygu Odaklı Başa Çıkma


Duygu odaklı başa çıkma ise stres kaynağını değiştirmeyi hedeflemeden, bireyin duygusal tepkilerini düzenlemeye yöneliktir. Bu tür stratejiler, özellikle bireyin kontrolü dışında gelişen durumlarda daha sık tercih edilebilir. Örneğin, sevilen birinin kaybı sonrasında yaşanan yas sürecinde, bireyin duygularını ifade etmek, sosyal destek aramak veya dini/manevi ritüellere yönelmek duygu odaklı başa çıkma biçimleri arasında yer alabilir.

Günlük yaşamda da sıkça rastlanan bir başka örnek, toplu taşıma aracında yaşanan bir gecikme karşısında kişinin derin nefes alma, sakinleştirici müzik dinleme ya da içinden sayarak kendini regüle etmeye çalışması olabilir. Bu tür tepkiler, bireyin durum üzerinde doğrudan bir kontrolü olmadığında, içsel dengesini koruma çabasına işaret edebilir.


Kaçınmacı Başa Çıkma Stratejileri


Başa çıkma literatüründe daha az uyumlu kabul edilen bir başka kategori de kaçınmacı başa çıkma biçimleridir. Bu stratejiler, stres kaynağından zihinsel ya da davranışsal düzeyde uzaklaşma eğilimini yansıtır. Örneğin, bir kişinin ilişkisinde yaşadığı sorunları konuşmak yerine aşırı alkol tüketimi, aşırı uyuma ya da sürekli sosyal medya kullanımı yoluyla bastırmaya çalışması, kaçınmacı başa çıkma davranışlarına örnek verilebilir.

Kaçınma stratejileri kısa vadede anksiyeteyi azaltıcı etki gösterebilir; ancak uzun vadede sorunların birikmesine ya da çözümünün ötelenmesine neden olabileceği belirtilmektedir. Bu nedenle bu tür stratejilerin süreklilik kazanması, bireyin işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir.

Sonuç olarak, başa çıkma mekanizmaları bireylerin yaşamın kaçınılmaz stres kaynaklarıyla başa çıkma sürecinde kullandıkları bilinçli stratejilerdir ve bu stratejiler problem odaklı, duygu odaklı ya da kaçınmacı nitelikte olabilir. Bireyin duruma uygun, esnek ve işlevsel başa çıkma yollarını tercih etmesi, psikolojik sağlamlık ve uyum açısından belirleyicidir. Her birey, yaşam deneyimlerine, kişilik özelliklerine ve içinde bulunduğu sosyal-kültürel bağlama göre farklı başa çıkma biçimleri geliştirmektedir. Bu nedenle, başa çıkma stratejilerinin farkında olmak ve gerektiğinde destek alarak daha işlevsel yöntemler geliştirmek, ruh sağlığını koruma ve sürdürme açısından önemli bir adımdır.


Elif Nur Erdem

 
 
 

Comments


bottom of page